Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

16 Ağustos 2006 Çarşamba


İşte yine bekleyiş...







Gecelerin o çıldırtıcı sessizliği arasında, hislerimizin aynı zamanda buluşmasının imkansız gibi görünen görüntüsüyle baş başa kaldım yine... Yine yalvarırcasına istekler gönlümün en derinlerinde, ki dilim söylemeye yanaşmıyor hiçbir şeyi... Sessizliği kendi denizlerime dalmak için oksijen tüpü gibi kullandığım zamanlarda keşfedebildiğim her şeyi yeryüzüne çıkaramamanın beceriksizliğini yaşıyorum işte... Bazen mükemmel olamamanın verdiği coşku ile sarılmaya çalışsam da hayata bir yerlerde eksikliğini hissettiğim şeyin sen olduğunu düşündükçe ürküyorum kendimden! Kaçıyorum tüm bu aydınlıklardan kaçtıkça her karanlıkta açığa çıkıyor bir yıldız. Ve verebildiğim o bir ihtimalin tüm güzelliğine bırakmaktan başka çare bulamıyor gözlerim. Rüyalarımın bazılarını bari, beynimin kontrol edememesini istiyor yüreğim uykuya dalarken. Ama ne kadar azdır böle bırakışlarım kendimi kendime.






Bırakılmak zorunda kalınan her bir hevesimin hayatı ne kadar da kilitlediğini gördükçe elimden düşen anahtarları aramak için bile güçümün kalmadığı zamanlarda sadece duaların duyulduğu haykırışlar kalırdı kulaklarımda. Uykulardan uyandığımda hissettiğim o çıldırtıcı boşluğun verdiği yanan bir hasrette bile her geçen gün yüreğimin yüreğimdeki sevgilere ne kadar bol geldiğini gördükçe doldurabilecek Aşk’ın yolunda senin olduğunu düşünmek bile hayata direnmek için güç verirdi bana! Ve ayağa kalkardım ilk adımı öğrenen bebekler gibi.





Tüm umutsuzluklarının arasından telefon direklerine takılmadan süzülmeye başlayan bir uçurtma çıkıverince ortaya, umudun bittiği yerde öleceğini anlarsın. Ve ne kadar yorgun olursan ol bu hayata karşı gözlerinde bir ışık beliriverir en karanlık anda ortaya çıkan tan yıldızı gibi...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder