Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

1 Şubat 2007 Perşembe

Evlat acısı ve Kuyruk acısı

Bir zamanlar yoksul adamın biri bir yılanla dost olmuş. Adamın ne zaman başı sıkışsa, darda kalsa yılanın kuyusunun başına gidermiş. Orda bekler, yılanda kuyudan çıkar adama bir altın verirmiş. Bu hep böyle sürmüş. Derken aradan uzun yıllar geçmiş. Adam bir gün hastalanmış, yataktan kalkamaz olmuş. Sonra oğlunu çağırmış. Ona şöyle bir sır vermiş:

-- Filanca kuyunun yanına git orada bekle, karşına bir yılan çıkacak. O yılandan korkma, o dosttur. Yılan sana bir altın verir, onu alır bana getirirsin ihtiyacımızı görürüz, demiş.

Neyse çocuk gitmiş ve kuyunun başında beklemiş. Yılan gerçekten çıkmış, yere bir altın bırakmış. Yılanın aklından şeytanlık geçecek ya! Kafasından geçirmeye başlamış:

“Demek ki, kuyu altın dolu. Ben bu yılanı öldürürsem kuyudaki altınları çıkarıp zengin olurum” demiş.

Yerden hemen bir taş almış, taşı yılana fırlatmış. Yılanın kuyruğu kopmuş. Tabi yılan da can havliyle çocuğun üzerine atlayıp, ısırmış. Çocuk zehirlenip oracıkta ölmüş. Aradan zaman geçmiş ve adam iyileşmiş. Adam esasında bu olayın aslını bilmekteymiş. Bir süre sonra kuyunun yanına gitmiş. Sonra yılan da çıkmış. Adam yılana bakmış bakmış ve demiş ki:

-- Yılan kardeş, bizim çocuk bir densizlik yapmış ve cezasını da bulmuş. Ama biz dosttuk ve yine dost olarak kalabiliriz, demiş.

-- Yok yok bu imkansız, demiş yılan. Sende bu evlât acısı, ben de ise bu kuyruk acısı olduktan sonra artık biz dost olamayız, demiş.

deliyürek dizisinden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder