Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

22 Ekim 2008 Çarşamba

Unuttuk



Unuttuk

Unuttuk yazmaya kıyamadığımız dolma kalemlerle beyaz bir sayfaya gönlümüzü dökebilmeyi…
Unuttuk hiç tanımadığımız insanlar için, sabaha kadar çalışmayı…
Unuttuk dostluğun yüreğin katındaki sırasını…Unuttuk dostum unuttuk… Eksik kaldık anıları hatırlarken kattığımız heyecanlara.. Neler girdi ki hayallerimize, parçalarımızı kendi ellerimizle umursamama adına egomuzla çöpe attık. Parçaları olmadan bir koca bir ben in neyi olabilir hayatın yollarında. Hurdaya çıkmış bir araba iskeleti gibi kalıvermez mi ortada.
Unuttuk dostum unutuyoruz hala. Sözlerimizi yaşayacağımız aşklar üzerine. Beslediğimiz kargaları illaki gözlerimizden böyle oydurduk. Korkaklığın hat safhasında hala kendimizi en güvenli yerleri kiralıyoruz hayatımızda, yinr unuturken yürekten başka hiçbir yerin güvenli olmadığını. Sahte bakışları gözümüze değdirmemek için kaçtığımız günleri unuttuk, sahte sözleri bin kilometre öteden tanıyıp da uzaklaştığımız korkuları unuttuk.. Yaklaştık bile bile sahte bileziklerin o sarı göz kamaştırıcılığına. Arada bir çocuk sesleri geldi kulaklarımıza ve biz bir an sadece bir şimşek parıltısı kadar bir an o masumiyetimizi hatırladık. O an yetermiydi bizi bu yüklerimizden silkindirmeye.
         Yeterdi!
         Uçurmalar gelir, kuyruk süsü yapardı bizi. Dizimiz kanadığında annemizin ferah nefesi oluverirdik birden. Elimizdeki sandviçi aç gezen anne köpekle paylaşır, hatta yavrularını kir pas içinde eve getirirdik. Evdeki arta kalan sütleri onlara kaçırırdık gizlice. Ve ağlayınca kardeşimiz, içimiz öyle bir yanardı ki gözlerimize damlalar dayanmasa biz orda kül olurduk. Ve bunlarının hepsini arkasını, önünü, altını, gökten düşeni düşünmeden yapardık Hem de oyunumuzu bütün bir ciddiyetle oynarken. Bütün sevgimizle beslerken bez bebeklerimizi, küçük kocamızı oyuncak evimizde beklerdik yemek buhurları arasında. Kozmetik dünyası bize sadece renkli geldiği için güzeldi. Kremleri yaşlanmak için saçımıza sürerdik yaşlı nine rolümüzde.
Unuttuk dostum unuttuk 2 gün ayrılınca ölücez sanırdık. Sevda gözün parıltısında gizliydi bilirdik. Şimdi sevda kaçıncı öncelikte bu at yarışında. Hangi jokeyi eğittik aslında.
 Gitme dostum, bırakma beni. Bırakma… Sensiz eksik parçam, sensiz tamam değil. Hava değdikçe acıcak ve ben erteledikçe derinleşecek çürüklerim. İçimizdeki çocuklar aynı takımdaydı bu top oyununda. Düşme kalk ayağa.. Dizlerindeki yaraları ben üflerim annen olmassa. Annen olsa da üflerim… Sen sadece gitme.. Eksilme kutu kutu pense oyunumuzdan. İkimizde arkamızı döndüğümüzde sırtımızı dayayalım birbirimize yine. Yüzümüzü döndüğümüzde yüzümüz olsun gözlerimizin ışıltısını saklayabilecek. Gitme dostum, uzaklaşma benden. Aradaki mesafeler ardışık olarak arttırsa da yollardaki beyaz çizgileri, sen yüreğimin bir köşesinde otur yine. Al bütün oyuncaklarım senin olsun, serdim önüne….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder