Uçuruma hasret
Daha bağlamamışken hiç
Kara sevdanın yazmasını başıma
Bilmezdim
Dünyanın neyi anlattığını bana
Duymamıştım hiç
Toprağın yağmura seslenişini
Tomurcuk güle yaprak yaprak
Dans ettiren bestenin nağmelerini
Şafak vakti
denizin kumsalına kabuştuğu anda
köpüklerin fotoğraf çektiklerini
Güneşin nasıl yandığını
Ay'ı nasıl kıskandığını geceleri
asi nehirlerin cesaretini
dönüşmek için bir çağlayana
uçuruma hasretini
bakışlarının daldığı yere bir gül diktim
rüzgar amcaya seslendim
bulutlarla seni getirsinler diye
feryat ettim tüm denizlere
yağmurlar yağdı üzerime
güneşi bekledim
şafak vakti ağlarken bi çare
ben sevdiğim ben
uçuruma hasrettim gözlerinde....
Mq.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder