ay ışığında..
Acının ruhuna bir numaralı tığla
usul usul danteller ördüğünü hissedersin
şafağın kızıllığı hep yüreğinin uçurumunda
bir kartpostal görüntüsü gibi durunca
ruhun çoktan bırakmıştır kendini boşluğa
kör bir ateşin ucunda titrer, titrersin...
bir kazan kaynar durur yüreğinde
o taşıp kavurdukça içini
bir kepçe daha koyarsın hasretin şerbetinden
sebebsiz gözyaşları belirir gözünde
alır seni içine alevlerin derinliği
kaybolup gidersin acının lezzetinden
bir şebnem belirir bir kuşun kanadında
öyle sessiz sessiz uçar gider başucundan
balonu uçmuş bir çocuk gibi ellerin havada
çiğ düşmüş gözlerinle bakar kalırsın ardından
kimbilir kaç asır geçer yalan zamandan da
terleyerek uyanırsın ateşli rüyalardan
güneşi görmeden açtığın gözlerin
ay ışığında parlamaya alışmışş...
alışmışş....
alışmışş....
sanırsın bir fırtınaya tutuluvermiş yelkenlerin
yüreğinde kimbilir kaç yara açılmış
kanamışş..
yanmışş...
bir siyah yele gözükür okyanusların ardından
nal sesleri yaklaşır sana doğru gitgide
alır çeker seni dalgaların ortasından
umudun güvercinleri uçuşur gökyüzünde
güneşin ışıkları vurur gözlerine bulutlar arasından
bir al gül açılıverir tebessümünde.......
Mq
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder