hepsi yalan soyledi
isyansa isyan ettim
nisyansa unuttum her seferinde seni
düştüm bırakma beni
yakılmış rengi kaçmış gecelerin ortasından
ateslerin ortasindan
bütün ihanetlerin
bütün kuşkuların arasından
talanların kargaşanın korkuların yakasından biriyim
bilirsin hüznü hiç yakıştırmadım ruhuma
hiç ölmiyecek biriydim
ateşmi yakardı beni
hesapmı görürdüm günahlarıma
kırmızının efendisiydim
şu kahpe dünyaya meftun
şu kendine zebun ben
bir infilakla parçalanıyorum
hepsi yalan soyledi
bittim
bırakma beni
mor menevişli dağlarım olsaydı
kor ateşler yansaydı sevdalıklarıma
güneşi sağ ayı sol elime koysalardı
vazgeçmekten bile vazgeçseydim
O geliyor dediklerinde tefler çalsaydım
küçük kızlar yetim çocuklar
dünyanın bütün mazlumlarının gözleri ışıldasaydı
ben olmasaydımda ruhum taşısaydı yükü
adımı adının yanına yazsaydı
en sona yazsaydı
bu da olsun yazsaydı
"olsun" yazsaydı
bir ceylana yoldaş olsaydı
bir çobana rastlasaydım da mendilime süt dolduraydı
bela senden
aşk senden
kayboldugum dehlizlerin sonunda yol senden olsaydı
hepsi yalan soyledi
gittim
bırakma beni
bırakma beni
bugün pazartesi
dışarda sevdiğim sonbahar
solgun bir adamın son kalesi
oda kaydımı ellerinden büsbütün kaybetmiş olacak
yani ben kendi kendinin kırılmış endazesi
sorarsın ya bezen kapatıp gözlerini usulca dünyaya
bu asiligin bahanesini
nereye kadar gidersin
kuşların kaderle uçtuğu
her yağmur tanesini bir meleğin indirdiği
yeni doğmuş bebeğe yutkunmayı ögreten
çimene yesili
buluta maviyi
topraga doğurganliğı veren
ey karıncanın bile kalbine merhameti indiren
görünmezi gören
bilinmezi bilen
göğe
çarkı feleğe
süreyyaya
yıldızlara
kainata sığmayıp
bir garibin kalbine giren
duy sesimi
işte bu benim
işte ben
herşeyden sonra ve herşeyin başında
kapı aralığında
mahcubum
utanıyorum aslında
vermeyi istemeseydin istemeyi vermezdin
geldim bırakma beni
Hepsi yalan söyledi
isyansa isyan ettim
nisyansa unuttum her seferinde seni
düştüm
bırakma beni...
bırakma beni...
bırakma beni...
İbrahim Sadri
isyansa isyan ettim
nisyansa unuttum her seferinde seni
düştüm bırakma beni
yakılmış rengi kaçmış gecelerin ortasından
ateslerin ortasindan
bütün ihanetlerin
bütün kuşkuların arasından
talanların kargaşanın korkuların yakasından biriyim
bilirsin hüznü hiç yakıştırmadım ruhuma
hiç ölmiyecek biriydim
ateşmi yakardı beni
hesapmı görürdüm günahlarıma
kırmızının efendisiydim
şu kahpe dünyaya meftun
şu kendine zebun ben
bir infilakla parçalanıyorum
hepsi yalan soyledi
bittim
bırakma beni
mor menevişli dağlarım olsaydı
kor ateşler yansaydı sevdalıklarıma
güneşi sağ ayı sol elime koysalardı
vazgeçmekten bile vazgeçseydim
O geliyor dediklerinde tefler çalsaydım
küçük kızlar yetim çocuklar
dünyanın bütün mazlumlarının gözleri ışıldasaydı
ben olmasaydımda ruhum taşısaydı yükü
adımı adının yanına yazsaydı
en sona yazsaydı
bu da olsun yazsaydı
"olsun" yazsaydı
bir ceylana yoldaş olsaydı
bir çobana rastlasaydım da mendilime süt dolduraydı
bela senden
aşk senden
kayboldugum dehlizlerin sonunda yol senden olsaydı
hepsi yalan soyledi
gittim
bırakma beni
bırakma beni
bugün pazartesi
dışarda sevdiğim sonbahar
solgun bir adamın son kalesi
oda kaydımı ellerinden büsbütün kaybetmiş olacak
yani ben kendi kendinin kırılmış endazesi
sorarsın ya bezen kapatıp gözlerini usulca dünyaya
bu asiligin bahanesini
nereye kadar gidersin
kuşların kaderle uçtuğu
her yağmur tanesini bir meleğin indirdiği
yeni doğmuş bebeğe yutkunmayı ögreten
çimene yesili
buluta maviyi
topraga doğurganliğı veren
ey karıncanın bile kalbine merhameti indiren
görünmezi gören
bilinmezi bilen
göğe
çarkı feleğe
süreyyaya
yıldızlara
kainata sığmayıp
bir garibin kalbine giren
duy sesimi
işte bu benim
işte ben
herşeyden sonra ve herşeyin başında
kapı aralığında
mahcubum
utanıyorum aslında
vermeyi istemeseydin istemeyi vermezdin
geldim bırakma beni
Hepsi yalan söyledi
isyansa isyan ettim
nisyansa unuttum her seferinde seni
düştüm
bırakma beni...
bırakma beni...
bırakma beni...
İbrahim Sadri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder