28 Temmuz 2006 Cuma
GÜN GELİR
gün gelir masallarla hayatın ayrıldığı kavşakta
bakakalırsın etrafına
ne masalın sarhoşluğundan vazgeçmek ister yürek
ne hayatın ayazında yürümek
gün gelir yangınlarla büyüyen bi Aşk kalır elde avuçta
küllenmesini bekledikçe içinde eridiğin bi ocakta
ne çığlıkların sesi duyulur olur
ne gözyaşları yanaklarımızda kurur
gün gelir ısınmaya çalışırsın gecelerin karanlığında
daha bir derine indikçe şu hasret, yaralarımda
ne umudun ışığından kurtulur yüreğimin penceresi
ne gönlün ateşinden söner gözlerimin feri
gün gelir adarken kendini hiç tanımadıklarına
huzurun duruluğunda yıkanır yüzün usulca
ne bencilliğin karasularında boğulursun gizlice
ne kibrin sınırında vurulursun sinsice
gün gelir tüm heveslerinin asıldığı bir infazda
ellerin tutamaz hiçbirini artık o saçma boşlukta
ne hayallerin kalır yastığının altında sakladığın
ne o yıllanmış sevgi kalır bitmez sandığın
gün gelir ellerini uzatır bir yürek hesapsızca
depremler kudurur akılla yüreğin fay hattında
ne akıl bi işe yarar yatağında uyurken
ne yürek sırrını verir ateşinde yanarken
ve gün gelir ölüm tüm güzelliğiyle gelir başucuma......
yıllardır "içine al beni" diye yalvardığım toprakla
ne yeryüzünün karanlıklarında kaybolur varlığım
ne o büyük egoların soğukluğunda donar dualarım
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder